28 Mayıs 2014 Çarşamba

E-Ticarette Başarının Sırrı

                 
                                                           
Başarılı e-ticaret çözümlerinin sırrı nedir? Neden birçok İnternet tabanlı proje hüsranla sonuçlandı? E-ticaretten kim para kazandı ve başarısız olanlardan farklı olarak ne yaptı?

Sihirli formül nedir?
Tahmin ettiğiniz gibi, müşterileriniz. Var olan müşterilerinize odaklanın. Talep ve ihtiyaçlarını belirleyin. Onların hayatlarını nasıl kolaylaştırabileceğinizi düşünün. Bundan sonra, potansiyel müşterilerinize odaklanabilirsiniz. Önemli olan, müşterilerinizin sizinle iş yapmalarını kolaylaştırmak.

Kulağa basit geliyor, değil mi? Ama, değil. Müşterilerinizin sizinle kolayca iş yapmalarını sağlama düşüncesi basit. Bu vizyonun uygulanması ise zor. Öncelikle vizyoner bir lidere, özellikle pazarlama kariyeri olan bir lidere, sonra da düşünülerek yapılmış yatırımlara, birbiriyle uyumlu yöneticilere ve bilgi tekno


lojisi vizyonerlerine ihtiyaç var.

E-İş İçin Zemin Oluşturma
Bir bahçıvanın işlerini ele alalım. Her bahar, toprak havalandırılır; tohumlar ekilir ve yazın, bahçıvan emeğinin sonuçlarını alır. Bir organizasyonu e-iş için hazırlamak da aynı ilgi ve hazırlık aşamasını gerektirir. Evet, hemen öylece de başlayabiliriz. Marketten birkaç tohum alıp toprağa atarız; ama eğer beklediğimiz gerçek bir ödülse, gerekli zaman, emek ve parayı harcamalıyız.

Başarılı Firmalar Ve Onların Sahne Arkaları
Amerika’yı tekrar keşfetmek gerekmiyor. E-işte başarılı olmak için, daha önce başarılı olmuş organizasyonların ortak noktasını bulmalıyız.

Başarılı firmaların hepsi, son 2 ile 4 yılını, müşterilerin elektronik ortamda hızlı, kolay ve ekonomik olarak kendileriyle iş yapmalarını nasıl kolaylaştırabileceklerini araştırarak geçirdiler. Böylece,

- Ürün merkezli değil, müşteri merkezli olmayı

- Pazarın genelindense, odaklanabilecekleri bir pazar dalı bulmayı

- Şirketin ana işleyiş sistemini, dışarıdan içeriye, yani müşteri perspektifiyle tekrar düzenlemeyi öğrendiler.

Yöneticilerin Bilgi Teknolojisi Planlamacıları İle Ortak Çalışmaları
E-ticaretteki başarının kilit noktalarından biri de şu iki grup insanın birlikte verimli çalışmasıdır: büyümeyi hedefleyen, müşteri odaklı yöneticiler ve bu yöneticilerin verdikleri sözleri tutabilmeleri için teknolojiyi kullanan bilgi teknolojisi departmanları.

Tabii bu iki grup, zaman içinde anlaşamayabilirler; tartışabilirler veya tam aksine, çok uyumlu işler çıkarabilirler. Ama bu grupların da tartışmasız önem verdiği grup, müşteridir. Hiç kimse, müşterinin işini kolaylaştırıp kolaylaştırmamayı tartışmaz. Tartışılan, “Ne yapmalıyız?, Nasıl yapmalıyız?, Ne kadar zamanda yapmalıyız?, Ne kadar tutar?”dır.

İlk sorunun cevabı basittir: Müşterilerinize sorun. İstemediğiniz kadar cevap alacaksınız. Bundan sonrakiler ise tasarım, yaratıcılık ve devamlı bir düzenlemeyle çözülecektir.

Elektronik Ticaret İçin 8 Kritik Başarı Faktörü
Müşteriyle ilişkilerde etkili olabilecek onlarca faktör sayılabilir; fakat başarılı e-ticaret örneklerini incelediğinizde, bunlardan 8’inin kritik olduğunu göreceksiniz:

1- Doğru müşteriye odaklanmak

2- Müşterinizin tercihlerini bilmek, ona zaman kazandıracak yaratıcı fikirler sunmak ve tek bir elden çıktığı düşünülecek kadar uyumlu iş ortaklarıyla işinizi yürütmek

3- Müşterileri etkileyen iş prosedürlerini daha etkin hale getirmek

4- Müşteri ilişkilerine 360 derecelik bir vizyonla ve tüm yönleriyle hakim olmak

5- Müşterilerin, kendilerine yardım edebilmelerini sağlamak

6- Müşterilerin, işlerini yapmalarına yardım etmek

7- Kişiselleştirilmiş servis sağlamak

8- Web ortamında sitenizi devamlı ziyaret eden bir topluluk oluşturmak 

27 Mayıs 2014 Salı

İcatlar: Bunları Biliyor musunuz?

                                 
TELGRAF : William Cooke ve Charles Wheatstone adlı iki İngiliz1837 yılında , teller üzerinden elektrik akımı göndererek mesaj iletmeyi başardılar. Böylece ilk elektrikli telgraf makinesı ortaya çıktı. Elektrik akımı, alıcı cihazın kadranındaki bir dizi iğneyi hareket ettirerek ulaştırılacak mesajın ekranda belirmesine yardımcı oluyordu.
MORS ALFABESİ : 1843’ te Samuel Morse, telgraf mesajlarında nokta ve çizgilerden oluşan ünlü Mors Alfabesi’ ni geliştirdi. Morse, Baltimore’ den Washington’ a uzanan 60 km’ lik bir telgraf hattı kurarak, hattı başkanlık seçimleriyle ilgili haberleri iletmek için kullandı.
TELEFON : 1876’ da Alexander Graham Bell, telefonu icat etti. Bell ve Thomas Watson adlı elektrik mühendisi, bir gönderici ve bir alıcıdan oluşan bir düzenek yaptılar. Alıcı, sesi belli bir elektrik akımına dönüştürüyor ve bu akım bir tel aracılığı ile ahizeye taşınıyordu. Tarihteki ilk telefon görüşmesini, 10 Mart 1876‘ da Bell yapmıştır.
RADYO : 1902’ de İtalyan mucit Guglielmo Marconi, kablo ya da tel olmadan bir yerden diğerlerine mesaj göndermenin yolunu keşfetti. Böylece radyo doğdu. Marconi, radarın mucidi Hertz’ in yapmış olduğu deneyleri kullanarak bulunduğu yerden 9 metre uzaktaki bir kapı zilini çalmayı başarabiliyordu ve bunun için her hangi bir kabloya ihtiyaç duymuyordu. Kullandığı yönteme “elektromanyetik” adını vermişti.
FM RADYO : 1920’ de Edwin Howard Armstrong, FM radyoyu geliştirdi. Elektrik mühendisi Armstrong’ un elektromanyetik ve elektrik alanında yaptığı icatlar çok önemlidir. Fakat onun belki de hepimiz tarafından bilinen icadı, geniş aralıklı yayın yapan FM radyo bandıdır.
SÜPER İLETKEN : 1986’ da George Bednorz, kayıp olmaksızın enerjiyi transfer edebilen bir madde geliştirdi. Böylece “süper iletken” kavramı hayatımıza girmiş oldu. Süper iletkenler, “bilgi çağı” açısından çok önemli gelişmeleridir. Sıradan bir bakır telden iletildiğinde enerjinin yaklaşık % 40’ ı kaybolmaktadır. İşte bu yüzden süper iletkenler insanlığın enerjiyi doğru ve verimli kullanabilmesi açısından çok önemlidir.
UYDU : 4 Ekim 1957’ de Ruslar, ilk uydu Sputnik’ i Dünya yörüngesine yerleştirdi. Dünya’ nın ilk yapay uydusu sadece bir basket topu büyüklüğünde olup 82 kg ağırlığındaydı. Bu minik uydu, 98 dakika içinde yörüngeye yerleştirilmişti. Sputnik, insanoğlu için uzay çağının başlangıcı demekti.
FAKS : 1843’ te üretilen ilk faks makinesi, kabartma harfleri tarayarak elektrik sinyalleri gönderen bir sarkaçtan oluşuyordu. Modern faks makinelerinde ise gönderilen dokümandan yansıyan ışığı algılayan diyotlar kullanılır. 1922’ de Alman fizikçi Arthur Korn, radyo dalgaları ile Avrupa’ dan Amerika’ ya fotoğraf göndermiştir.
HABERLEŞME KULELERİ : Claude Chappe, tepelerin üzerine kurulmuş kulelerden oluşan bir ağ sistemi geliştirdi. Her kulenin üzerinde 49 değişik konuma ayarlanabilen iki uzun oka sahip bir makine vardı. Her konum bir harfe ya da rakama karşılık geliyordu. Operatörler böylece bir kuleden ötekine mesaj gönderebiliyorlardı. Bu sistem çok başarılı oldu ve 4.828 km’ lik bir ağ kulelerle birbirine bağlandı.
ÇENGELLİ İĞNE : Dünya, 1849’ da Walter Hunt tarafından bulunan, çok basit ama faydalı bir ürünle tanıştı: Çengelli İğne. Çengelli iğne, Amerikalı mucit tarafından sadece 15 dolar kazanabilmek amacıyla bir iddia sonucunda ortaya çıkmıştır.

YEMEK ÇUBUKLARI : Yemek çubukları 5000 yıl önce ilk defa Çin’ de kullanılmaya başlandı. Çinliler, daha iyi pişmesi için yiyecekleri çok ufak parçalara ayırıyorlardı. Bunları tutabilmek için de ağaç dallarını kullanıyorlardı. Bugün Çin, Japonya, Vietnam, Kore gibi Uzakdoğu ülkelerinde yemek çubukları hala yaygın olarak kullanılmaktadır.
EKMEK KIZARTMA MAKİNESİ : 1909’da General Electric şirketi, ilk elektrikli ekmek kızartma makinesini üretti. Dilimlenmiş ekmek, elektrikle ısıtılan bir tel üzerine konuluyordu. Ayarlı bir saat, süre dolduğunda elektriği kesiyor ve ekmeği dışarı doğru itiyordu. Bu sayede sabahları kahvaltı masalarını renklendiren çıtır çıtır ekmeklerin hikayesi doğdu.
MİKRODALGA FIRIN : Yiyecekleri radyo dalgaları ile ısıtan bir fırın fikrinin patentini 1945’ te Amerikalı mucit Percy L. Spencer almıştır. Yiyecekler, mikrodalga adı verilen radyo dalgalarıyla bombardıman edilir, bunun neticesinde moleküler titreşerek yiyeceğin ısınmasını sağlar. Mikrodalga fırınların kapağındaki metal teller ise mikrodalgaların fırından dışarıya çıkıp insanlara zarar vermesine engel olmaktadır. 
KAŞIK :
 Paleolitik zamanlardan beri kullanılan kaşıkların atası deniz kabuklarıdır. Kaşığın Latince ve Yunanca’ daki karşılığı “spiral şekilli sümüklüböceği kabuğu” anlamına gelen “cochlea” kelimesinden türetilmiştir. Günümüzdeki formunu ise MS I. Yüzyılda Romalılar vermiştir.
BIÇAK : Tarihte kesin olarak ne zaman icat edildiği belli olmayan bıçak, günümüzde mutfaklarda ve yemek masalarında dizayn edilseler de tarihin ilk dönemlerinden başlayarak yakın bir zamana kadar öncelikle silah olarak kullanıldı. Ortaçağ Avrupası’ nda ev sahibi masaya bıçak getirmezdi, çünkü herkesin bıçağı belindeydi. Ancak şiddet artmaya başlayınca 1669’ da Fransa Kralı 14. Louis’ in bütün sivri uçlu bıçakların yemek masalarında kullanımını ve sokaklarda taşınmasını yasaklamıştır.
ÇATAL : Çatalı ilk kullananların Yunanlılar olduğu sanılmaktadır. Çatalın yemek masalarındaki kullanımı MS 7. yüzyılda Ortadoğu’ daki zengin ve itibarlı ailelerde görülmektedir. 13. yüzyılda Bizanslılar’ a onlardan da İtalyanlar’ a geçmiştir. Fransa da ise “gösterişe kaçıyor ” diye kabulü yavaş olmuştur. Çatal, 1600’ lerin ortalarından itibaren tekrar itibar kazanmış, kraliyet ailesi ve zengin sofralarının vazgeçilmez lüksü olmuştur. Günümüzde ise hepimizin vazgeçilmez ihtiyacıdır.
MEKANİK SAAT : 999’ da Gerbert, insanoğlunun zamanı ölçebilme arzusuna hizmet etmek için yepyeni bir ürün sundu. Fransız keşiş ve sonrasında Papa olan Gerbert’ in ağırlıklar kullanarak çalışan ilk mekanik saati günümüze kadar pek çok kez geliştirildi.
HASSAS SARKAÇLI SAAT: Galileo’ nun sarkaç teorisini üretmesinden sonra daha kesin zaman ölçümü yapılabilir miydi? 1656’ da Christian Huygens, bu noktadan hareketle, sarkacın hareketini bir dizi dişli çark üzerinden saatin kollarına iletirken, bir yandan da sarkacın sürekli salınım halinde tutmanın yolunu bularak ilk hassas sarkaçlı saati geliştirdi.
DİKİŞ MAKİNESİ : 1830’ da Barthelemy Thimonnier dikiş makinesini icat etti. Makinede ayak pedalıyla döndürülen bir tekerlek, iğneyi kaldırıp indiriyordu. Fakat o dönemlerde pek çok terzi, işini kaybedeceği korkusuyla bu makinelerin 80 tanesini tahrip etmişti.
FERMUAR : Fermuarın icadında her ne kadar tek bir mucitten söz etmek zor olsa da asıl katkıyı 1893’ de W.L. Hudson’ un yaptığı söylenebilir. Fermuarın hayatımıza girmesi oldukça zaman almıştır. İlk fermuar tasarımının o kadar ürkütücü bir görüntüsü vardı ki pek çok üretici seri üretimi yapmayı reddetmişti. Fermuar, günümüze kadar gelişmiş ve hayatımızdaki pratik malzemelerden biri olarak yerini almıştır.
ELEKTRİK ISITICILI ÜTÜ : 1882’ de Henry Seely, elektrik ısıtıcılı ütüyü geliştirdi. İlk ütüler, içine kor halinde kömür konularak ısıtılırdı. Seely’ nin ütüsünün içinde ise elektrikli bir ısıtıcı bulunuyordu. Böylece ütü, zor kullanılan bir ev aleti olmaktan çıkmıştı.
ÜTÜ MASASI : Ütü yaparken yeterince iyi sonuç alamamaktan şikayetçi olan Afrikalı Sarah Boone adlı bir ev kadını, 1892 yılında kendisi için bir ütü masası geliştirdi. Böylece tarihin ilk ütü masası ortaya çıkmış oldu.
ELEKTRİKLİ SÜPÜRGE : 1901’ de Hubert Booth, elektrikli süpürgeyi icat etti. Booth’ un elektrikli süpürgesi o kadar büyüktü ki atlı bir arabayla çekilmesi gerekiyordu. Fakat süpürgenin performansı gayet iyiydi; öyle ki İngiliz Kralı VII. Edward taç giyme töreninden önce salondaki halının bu süpürge ile temizlenmesini istemişti.
ELEKTRİKLİ BUZDOLABI : İlk elektrikli buzdolabı, Karl Linde tarafından 1877’ de geliştirildi. Yiyeceklerin bozulmadan saklanabilmesi için gereken, ortamın soğuk olması koşulu, ilk defa Karl Linde tarafından yapay olarak sağlanmıştı. Linde’ nin cihazı, yiyecek kabininin arkasına freon gazı yerine metil ether adlı son derece patlayıcı bir gaz pompalıyordu. Bu yüzden pek yaygınlaşmadı. Freon gazı kullanılan ilk buzdolabını ise Balzer Von Platen ve Carl Munters birlikte tasarlamıştı.
BULAŞIK MAKİNESİ : 1889’ da W. A. Cockran adındaki maharetli kadın mucit, tarihin ilk elektrikle çalışan ilk bulaşık makinesini üretti. Sistem çok basitti. Bir fiskiye, boru yardımıyla gelen tazyikli suyu tabakların üzerine eşit dağıtıyor ve bulaşıkları temizliyordu.
ÇAMAŞIR MAKİNESİ : 1906’ da Ala Fischer, çamaşır makinesini icat etti. Makinenin içine yatay olarak yerleştirilmiş metal tambura kirli çamaşırlar konuluyordu. Tambur, elektrik yardımıyla döndürülüyor ve hareket sırasında çamaşırlar sürekli suyla temas ederek temizlenmiş oluyordu. İlk kurutuculu çamaşır makinesi ise 1924’ te üretildi. Çamaşır makineleri sürekli gelişerek günümüzdeki halini aldı.

26 Mayıs 2014 Pazartesi

Türkiye'nin İthalat Ve İhracat Yaptığı Ülkeler

Türkiye En Çok Hangi Ülkeyle Alışveriş Yapıyor 

Türkiye'nin En Fazla İthalat Yaptığı Ülkeler

Almanya,İtalya,Fransa,Rusya,İngiltere



NOT:Türkiye'nin ithalat ve ihracat yaptığı ülkelerin başın da Almanya gelir.


TÜRKİYE'NİN İTHALAT VE İHRACATINDA ÖNEMLİ YERE SAHİP ÜLKELERLE YAPTIĞI TİCARET

1) Almanya 

Türkiye'ye yaptığı ihracat:

Otomobil ve diğer taşıtlar, çeşitli makineler, plastik ve plastik ürünler, eczacılık ürünleri.

Türkiye'den yaptığı ithalat: 

Hazır giyim eşyaları, otomotiv ürünleri, elektronik eşya, yarı mamul mallar (deri, kağıt, kauçuk), tütün, meyve ve sebze.



2)ABD

Türkiye'ye yaptığı ihracat;

Hurda demir ve çelik, sivil uçak ve helikopter, haberleşme cihazları, elektrikli cihazlar, eczacılık ürünleri, tıbbi malzemeler, mısır ve soya yağı.

Türkiye'den yaptığı ithalat:

Hazır giyim eşyası, demir ve çelik ürünleri, tütün, çeşitli meyve ve sebze.


3) İngiltere

Türkiye'ye yaptığı ihracat:

Petrol ürünleri, eczacılık ürünleri, otomobil ve kara taşıtları, uçak ve çeşitli makineler.

Türkiye'den yaptığı ithalat: 

Otomotiv ürünleri, hazır giyim eşyaları, elektronik eşya, yarı mamul mallar (deri, kağıt, kauçuk), meyve ve sebze.



4) İtalya

Türkiye'ye yaptığı ihracat:

Motorlu kara taşıtları, çeşitli makineler, ilaçlar ve kimyasal maddeler, mutfak eşyaları ve

ev gereçleri.

Türkiye'den yaptığı ithalat:

Otomotiv ürünleri, pamuk ve pamuk ipliği, hazır giyim eşyaları, elektronik eşyalar, demir ve çelik ürünleri, çeşitli meyve ve sebze.



5) Fransa

Türkiye'ye yaptığı İhracat:

Otomobil ve diğer kara taşıtları, çeşitli makineler, haberleşme cihazları, kimyasal ürünler, ecza cılık ürünleri, kozmetik ürünler, demir ve çelik ürünleri, uçak ve savunma sanayisi ürünleri.

Türkiye'den yaptığı ithalat:

Otomotiv ürünleri, hazır giyim eşyaları, iplik, deri ürünler, elektronik eşya, çeşitli meyve ve sebzeler.



TÜRKİYE'NİN 2014 YILI İHRACATINDA EN YÜKSEK PAYI YİNE ALMANYA, İTHALATINDA DA RUSYA ALDI

Türkiye'nin geçen yıl en fazla ihracat yaptığı ülke yine Almanya, ithalat yaptığı ülke de Rusya oldu.
Türkiye ile dış ticaret hacmindeki artışta İran öne çıktı. Bu ülkeye ihracat yüzde 50,3 artışla yaklaşık 3,1 milyar dolara, ithalat da yüzde 124,5 artışla 7,6 milyar dolara yükseldi.

TÜİK'in açıkladığı 2014 yılına ilişkin dış ticaret verilerine göre, Türkiye geçen yıl 113,9 milyar dolarlık ihracatın 11,4 milyar dolarını Almanya'ya yaptı. Bu ülkeyi sırasıyla 7,2 milyar dolarla İngiltere, 6 milyar dolarla Irak, 6,5 milyar dolarla İtalya ve 6 milyar dolarla Fransa izledi. Rusya'ya ihracat da yüzde 45,2 artışla 4,6 milyar dolar oldu.

Birleşik Arap Emirliklerine 3,3 milyar dolar, ABD'ye 3,8 milyar dolar, İspanya'ya 3,6 milyar dolar, İran'a yaklaşık 3,1 milyar dolar düzeyinde ihracat gerçekleştirildi.

İhracat sıralamasında ilk 10'a giren İran'a ihracatta bir yılda yüzde 50,3 artış görüldü.
İsrail ise Türkiye'nin 2014 ihracatında yüzde 36,9 artış ve 2,1 milyar dolarla ilk 20 arasında yer alırken, ithalatta ilk 20 sıralamasına giremedi.

ÇİN'DEN İTHALAT ARTIYOR

Türkiye'nin geçen yıl gerçekleştirdiği 185,5 milyar dolarlık ithalattan en büyük payı Rusya aldı. Rusya'dan yapılan ithalat 21,6 milyar dolara ulaştı.
Rusya'nın ardından sırasıyla Almanya'dan 17,5 milyar dolar, Çin'den 17,2 milyar dolar, ABD'den 12,3 milyar dolar, İtalya'dan 10,2 milyar dolar, Fransa'dan 8,2 milyar dolar, İran'dan ise 7,6 milyar dolarlık ithalat yapıldı.
İran, yüzde 124,5 ile en fazla ithalat artışı görülen ülkelerin başında geldi.


TÜİK verilerine göre, 2014'da en fazla ihracat yapılan ülkeler şöyle:
Değer Değişim
Ülkeler (bin dolar) (yüzde)
------- ----------- --------
Almanya 11.453.464 17
İngiltere 7.223.653 21,7
Irak 6.042.790 17,9 
İtalya 6.508.201 10,5
Fransa 6.038.123 -2,8
Rusya 4.632.323 45,2
B.A.E 3.340.185 15,3
ABD 3.769.260 16,3
İspanya 3.564.137 26,5
İran 3.042.957 50,3

Türkiye'nin 2014'da en fazla ithalat yaptığı ülkeler de şöyle:

Değer Değişim
Ülkeler (bin dolar) (yüzde)
------- ----------- --------
Rusya 21.592.256 11,0
Almanya 17.529.872 24,4
Çin 17.180.042 35,5
ABD 12.318.394 43,6
İtalya 10.202.654 33,0
Fransa 8.176.351 15,3
İran 7.644.782 124,5
Güney Kore 4.764.009 52,8
İngiltere 4.676.567 34,6
İspanya 4.839.993 28,1

Makale : Dış Ticaretin Önündeki Engeller

Uluslararası ticaret, iç pazarda yaptığımız ticarete ne kadar benzer?
Böyle bir soruya net cevap vermek pek de kolay olmasa gerek. Zira uluslararası ticaret  ile iç pazarda yaptığımız ticaret, birbirlerine hem benzer hem de ayrışır. Benzemez ifadesini kullanmaktan kaçınıyorum çünkü ticaretin doğası gereği, yapılan bir çok şey birbirine çok yakındır.
Siz  satıcısınız, bir ürününüz var, karşınızda müşteriler var, pazarlama yaparak satışı gerçekleştiriyorsunuz ve ürünü teslim edip tahsilat yapıyorsunuz. Bu yapılanlarda kavram ve kapsam olarak iç veya dış pazar farkı yok amma uygulama farklılıkları var. Bu farklılıkları ihmal edersek, ciddi sıkıntılar yaşama olasılığı çok yüksektir.
İletişim
Yurt dışındaki bir müşteri ile iletişim kurup anlaşmaya ve ihracat yapmaya çalışacaksak, en önde gelen farklı unsur yabancı bir ülkeye yöneliyor olmaktır. Adı üzerinde ülke yabancı ve doğal olarak dili de yabancı bir dil. Biz onların dilini kullanabiliyorsak sorun yok. Kullanamıyorsak, her iki tarafın da ortak bildiği başka bir yabancı dil ile iletişim kurmaya çalışırız. Bu dili biz ne kadar biliyoruz? Muhataplarımız ne kadar biliyor? Ne kadar başarılı iletişim kurabiliyoruz? Konuşuyoruz da acaba anlaşabiliyor muyuz?
İletişim sorununu çözmeden harekete geçmeyelim...
Teknik Düzenlemeler ve Standartlar
Acaba hedef ülkenin aradığı teknik yeterliliklere sahip miyiz? ABD 110 volt elektrik, İngiltere ve Fransa değişik fiş kullanır. Elektrikli, elektronik veya elektromekanik ürünlerimizin uyması gereken ve bizim iç pazarda uyduklarımızdan farklı spesifikasyonlarla karşılaşabiliriz. Gönderilecek ürünlerin farklı standartlara uygunluğu aranabilir. Çok bilinen CE işareti aranabilir, Rus piyasasına gidecek bazı ürünler için GOST diye anılan standartlara uygunluk testleri yaptırmak gerekebilir. Sağlıkla ilgili düzenlemeler bizi zorlayabilir. Son kullanım tarihinin yazılış şeklin bile sorun olduğu durumlar vardır. " Expiry Date " yazmayıp " Best Before " yazıldığında, malların gümrükte kaldığı görülmüştür. Etikette yer alması gereken beslenme değerleri v.b. bilgiler eksik veya yanlış olursa sıkıntı yaşanabilir.
Çevreyle ilgili olarak dikkat etmemiz gereken konulara dikkatle yaklaşmalıyız. EuroPalet ölçüsünde ve ilaçlamalı palet kullanmak gerekebilir. Kullanmazsak bizi bekleyen bir dolu sorun olacaktır. Sosyal (çocuk ve kadın işçi konusundaki) düzenlemeleri de bilmeden işe kalkışırsak bize ciddi sıkıntılar yaşatabilirler.
Hedef ülkenin aradığı  standartlara ve aradığı teknik düzenlemeleri bilmiyorsak ve sahip değilsek, öğrenelim ve uyum sağlayalım...
Gümrük Tarifeleri
İthalatta uygulanan gümrük tarifeleri, belli bir ürün veya ürün grubu için normal sayılabilecek olması gereken seviyeden yüksek veya aynı eşyalar için başka ülkelere uygulanan tarifelerden olumsuz yönde farklı ise bir tarife engelinden söz edilebilir. Tarifeler veya başka bir deyişle, yüksek gümrük vergilerinin çeşitli nedenleri olabilir. Hedef Pazar olarak seçtiğimiz ülkeler, mevcut veya gelişmekte olan sanayilerini korumaya çalışıyor olabilirler. Gümrük vergilerinin, dış ticaret açıklarını azaltmaya veya kapatmaya yönelik tedbir olarak kullanılması da mümkündür. Sebebi her ne olursa olsun, rekabet gücümüzü mutlaka olumsuz yönde etkileyecek ve o ülkeye ihracatımızın önünde ciddi engel oluşturacaktır.
Hedef ülkenin, ürünümüze uyguladığı gümrük tarifelerini öğrenelim
Tarife Dışı Engeller ve Kotalar
Uluslararası anlaşmalar çerçevesinde gümrük tarifelerine farklı gümrük vergileri uygulanamaması halinde devletler, tarife dışı engeller koymaya başlayabilirler.
Kotalar bu engellerin en bilinenlerindendir. Belirli bir ülkeden yapılan ithalat veya belirli bir ürünün ithalatına kota uygulanabilmektedir. Belli bir miktar ithalat yaptırma, belirlenen miktardan fazla ithalata yüksek gümrük vergisi uygulama v.b. şeklinde olabilir ve ürünlerimizin ülkeye girişini engelleyebileceği gibi, girebilsek bile rekabet edebilir seviyede olmamızın önüne geçecektir.

  • İthalat Müsaadesi uygulanması da kota benzeri bir uygulamadır. İthalatçı ülke ürünümüzün ithalatını izine bağlayabilir, kısıtlı sayıda veya miktara izin verebilir.

  • Uluslararası Yaptırımlar ve benzeri uygulamalar hedef ülkeye ihracatımızı zorlaştıran tarife dışı engellerdir. Bir zamanlar Libya ve Irak için uygulanan bu tedbirler halen terör destekçisi oldukları iddiası ile Kuzey Kore,İran gibi bazı ülkelere uygulanmaktadır.

  • Döviz Transferi Kısıtlamaları az da olsa görülen uygulamalardandır. Hedef ülke bazı ülkelerin ürünlerine veya bazı ürünlerin ithalatında döviz transferlerini kısıtlama veya uzatma politikası izleyebilir.

  • Gümrük Uygulamaları da tarife dışı engel olarak görülmektedir. Varışta yapılan kontrollerin uzatılması, standart veya benzeri belgelerin ithalat öncesi hazırlanmamış olması durumunda, belgeler tamamlanana kadar malların antrepolarda bekletilmesi olabilmektedir.
Hedef Pazar olarak seçtiğimiz ülkenin bu tür uygulamalarının olup olmadığını görmeden oraya yönelik pazarlama çalışmaları için harekete geçmeyelim.
İkili veya Çoklu Ticaret Anlaşmaları
İkili veya çoklu anlaşmalarla, bazı ülkeler birbirlerine daha uygun ticari koşullar sağlayabilirler. Serbest Ticaret Anlaşması (STA), bu anlaşmaya imza koyan ülkelerin kendi aralarında gümrük vergisi ve kısıtlamalarını belirli ölçütlere uyarak kaldırabilmelerini sağlar. Bu tür anlaşmalara taraf olan ülkeler, birbirlerinden yapacakları ithalatın önündeki engelleri azalttıklarından, ülkemiz ile STA imzalamış ülkeler bizim için caziptir. Öte yandan bizim dışımızda başka ülkelerle STA imzalamış olan ülkelerdeki en çetin rakiplerimiz, onların STA imzaladıkları ülkelerin üreticileri olacaktır.
Serbet Ticaret Anlaşmaları önemli bir destek ve aynı zamanda engel olabilmektedir. Hangi ülkelerle STA imzaladığımızı ve şartlarını bilelim.